201509.07
0

Sorumsuzların Hukuk Kalkanı, Sorumsuzluğa Gerekçe Midir.. Av. Umut METİN

Birkaç gün önce, akşam haberlerinde Kaddafi’nin ölüm sahnesini izledim. Demek ki “bahar” kelimesi pek de gerçeği yansıtmıyordu. Ortada ne bahar vardı, ne de insanın içini ısıtan, mutluluk veren bir tablo. Kızımın bu manzarayı izlememesi için çaba sarf edip kanalı değiştirmiş olsam da, yani o an için görüntü bizim evde kaybolsa da, bir gerçekti Kaddafi bahar’da (??) öldürüldü. Aradan zaman geçti, bugün gazete okurken başlık yine mevsimler değişimlere işaret ediyordu “Türk Sınırındaki Tansiyon Dünyanın Suriye’ye Odaklanmasına Neden Oluyor” 1. Aklımda televizyondaki “bahar” varken, yoksa gerçekte havaların yeni yeni ısındığı bu günlerde, ülkeme bahar sonrası “ikinci bahar” mı geliyordu. Düşündüm, düşündüğümü yazmaya karar verdim. Bu yazı güzel isimler ve hukuki himaye altında örtülen gerçekliğin, benim penceremden Birleşmiş Milletler Hukuku’nun (kısaca BM Hukuku) güncel durumunu özetlemektedir. BM Hukuku tüm dünya devletlerinin birbirleri ile olan ilişkilerinde “Güç Kullanma Yasağı” temel ilkesi üzerinde şekillenecekti. Güzel bir söylemdi. Aslında dünyada şiddet yerine müzakere süreçleri yaratmak, ölümler başlamadan, savaş-şiddet başlamadan anlaşmaya gayret etmek doğru bir bakıştır. Ancak sistemin başrolünde olanlar da, başrolde olmayanlar ile aynı role, aynı güce sahip olabilmelidir. Yani hukuk herkes için varsa hukuktur. Hak, A’ya var B’ye yokken, hukuk tanımlaması yapmak yanlış ve itibar edilmeyecek bir çabadır. BM Hukuku sisteminde, BM Güvenlik Konseyi üye devletlerin aleyhine karar alınması mümkün değildir. Bu devletlere tanınmış kritik imtiyaz VETO HAKKI’dır. Bugünlerde Amerika- İngiltere gibi ülkelerce Suriye’ye müdahale talep edilmesine rağmen; Çin ve Rusya gibi veto hakkı sahibi iki ülkenin oluru olmadan, Suriye’ye doğrudan BM eliyle müdahale etmek, uluslararası hukukta büyük bir çatlak anlamına gelir. İşte tam da bugünlerde Türkiye’nin bir şekilde Suriye konusunda bu denli aktif olmasının nedeni BM işleyişinin kendi içindeki karar mekanizmasının veto haklarıyla kitlenmiş olmasıdır. Şahsen savaşa engelleyecek her türlü engelin, kilidin faydalı olduğuna inanmam nedeniyle, kilitlenmiş durum beni mutlu etmekte, ancak bu kez de aktörlerin hukuku dolanacaklarına dair şüphem artmaktadır. Öyle değil midir, kuralı koyma gücü olan, kuralı da değiştirebilir. BM varlığından itibaren, özellikle beş büyük ülke menfaatleri paralelinde hareket gösteren bir yapıya büründü. Öyle ki, nükleer silahları elinde bulunduran devletler ile veto hakkı sahibi şirketler örtüşmektedir. Yani “uluslararası hukukta güç kullanma yasağı” gibi herkesçe sevilen bir bir ifade arkasında, “Silah bende olur. Sizde olmaz”, “Veto hakkı ben de olur Siz de olmaz” anlayışıyla sorumluluktan uzak ama kendisine dünyayı düzenleme görevini üstlenmiş bir grup ülke oluştu. Yani “ Güç Kullanma Yasağı” denilen ilke işlevsizleşti 1 Hürriyet Daily News gazetesi 11 Nisan 2012 manşet BM operasyonları ve BM’nin müdahil olduğu hemen hemen tüm olaylarda, belirli ülkeler lehine kararların alınmış ve gücün bu ülkeler için kullanılmış olması elbette tesadüf değildir. Bu ülkeler hata da yapsa, açıkça hukuku ihlal de etse, BM Güvenlik Konseyi’nde bu ülkeler aleyhine karar alınamaz. Somut gerçek ise, hepimiz birey olarak, herzaman birtakım tatsız olaylar, hukuk dışı uygulamalar ile karşılaşabiliriz. Ancak konu ülkeler arası ilişkiler ve güç kullanımı olunca, şans eseri ülkelerin kaderini eline alan liderlerin verecekleri kararların, oluşturabileceği topyekün ve insanlık utancı olası savaş-şiddet manzaralarının yaşanmaması amacıyla ailemizde, işimizde, çevremizde daha sağlıklı ve ülkemiz için en doğrusunun sağlıkla, basiretle düşünmek ve hareket etmek olduğu kanaatindeyim. Sorumluluk mekanizmasındaki kişiler, ülkeler, o ülkeleri yönetenler duyarsız olabilir, hukuk kalkan olarak kullanılıyor da olabilir, ancak vicdani ve insani sorumluluk, düzenleme gerektirmez, bilakis erdemli olmayı gerektirir. BAHAR’ı ve DÜNYA’yı kirletmeden yaşayacağımız uzun, mutlu ve umut dolu bir yaşam dileğiyle…


Av. Umut METİN

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *