202003.25
0

“ÖYLE BİR SALGIN, ÖYLE BİR SALGIN OLACAK Kİ..” DESELERDİ İNANMAZDIM. GERÇEK OLDU. Av. Arb. Umut METİN

“ÖYLE BİR SALGIN, ÖYLE BİR SALGIN OLACAK Kİ..”  DESELERDİ İNANMAZDIM. GERÇEK OLDU.

                         Av. Arb. Umut METİN

Söze sadık olmak saygı duyulacak, alkışlanacak bir davranıştır. Söze sadık olma davranışı hukukta “ahde vefa” olarak isimlendirilmektedir. Ancak hayat her şeye gebedir. Bazen sözüne çok sadık olanın, sözünü yerine getirmesini engelleyeceği kötü sürprizler meydana gelebilir. Öyle bir olay yaşanır ki,  söz veren taraflardan hiçbiri söz verirken, böyle bir olayın gerçekleşebileceğini öngöremez. Öngörmeyi bırakın hayal bile edemez. Bugünün öngörülmezi maalesef Korona Virüsü (Covid-19) olmuştur.

Kim “ öyle bir salgın olacak, öyle bir salgın olacak ki; ülkeler arası seyahat duracak, adliyeler işlemeyecek, restaurantlar kapanacak, tüm hastaneler covid hastanesi olacak, okullar kapatılacak, herkes maske takacak, evden çıkılamayacak, 65 yaş üstüne sokağa çıkmak yasaklanacak dese ” biz ona “ kesinlikle fazla hayalperestsin ” derdik. En azından ben derdim.

Gelelim bu konuşmanın öncesine.  2019 yılı Aralık ayında DÜZGÜN BEY ile EMPATİ BEY arasında bir sözleşme yapılmıştır. İlk aylarında sorunsuz ilerleyen ticari ilişki DÜZGÜN’ün Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki Ç’den aldığı ürünleri EMPATİ’ye satıyor olması ve Çin’de salgına karşı alınan yoğun tedbirler nedeniyle Şubat 2020’de DÜZGÜN tarafından yapılması gereken ödemede bir gecikmeye neden olmuştur. Virüsün etkisi Türkiye’de Mart 2020’de olağanüstü artış göstermiştir. Kamu otoritesince alınan tedbirler ardından tarafların sözünü sözleşmede yazıldığı gibi yerine getirilmesi çok zor bir hal almıştır. Bu halde sözleşmeye iki taraf da uyamamakla tarafların sözleşmenin ortadan kaldırılması, feshi gibi süreçler yürütmesi gündeme gelmiştir. Bu durumda DÜZGÜN BEY ve EMPATİ BEY birbirlerinin sözüne sadık kalmadığını değil, kalamadığını görmüştür. Her ikisi de sorunun kendilerinin dışında gerçekleştiğini kabul ederek, sözleşmenin feshi ile ticaretin normale dönmesi halinde tekrar çalışmak üzere temelde anlaşmıştır. Taraflar arabulucu huzurunda görüşme yapmıştır. Bu haliyle EMPATİ’nin bakiye alacağı olan 100.000-TL’de DÜZGÜN tarafından 2 ay içinde ödenecek borç olarak kabul edilmiştir.  Bu tutar da borç olarak arabuluculuk anlaşma tutanağında kayıtlanmış, EMPATİ böylelikle kendisini güven içine almıştır. Görüldüğü üzere korona virüs karşısında birbirini anlayan DÜZGÜN ve EMPATİ, birbirini suçlamak, tartışarak faydasız bir tartışma yapmak yerine, konuyu çözmeye odaklanmıştır. Ülkemizde son yıllarda daha çok tercih edilen arabuluculukla, taraflar arabulucu huzurunda anlaşma suretiyle salgını, bir sağlık sorunu olarak sınırlamış ve bir hukuk sorunu yaratmayı da engellemişlerdir.

Korona mağduru ve kahramanımız DÜZGÜN BEY’in muhatap olduğu ZALİM ise düğün salonları inşaa edip uzun süreli kiralama yapmaktadır. DÜZGÜN ile ZALİM yine 2019 sonunda 5 yıl süreli bir düğün salonu kira sözleşmesi imzalamıştır. Lakin, sözleşme üzerinden 3 ay geçmeden küresel korona virüsü baş göstermiştir. Tüm umudunu 2020 Mart ayı ve sonrasında başlayacak dönem ve özellikle yaz mevsimi boyunca sürecek nişan ve düğün organizasyonlarına bağlayan DÜZGÜN hayal kırıklığına uğramıştır. Mart ayında düğün bir yana, 2020 için yapılan takriben 300 organizasyonunun şuan için 200’ünde iptal talepleri gündeme gelmiştir. İptal talebinde bulunanlar salgın nedeniyle mücbir sebep oluştuğunu, insanları nişan ve düğün için kapalı bir mekanda bir araya getiremeyeceklerini iddia etmişlerdir. Daha önce alışık olmadığı “mücbir sebep “ kelimesini sıkça duymaya başlayan DÜZGÜN bu talepleri kabul etmek durumunda kalmıştır. DÜZGÜN peşinat/avans olarak aldığı paraları ise düğün sahiplerine aynen iade etmiştir. DÜZGÜN, durumunu yaşadığı zorluğu ZALİM’e bildirmiş, aylık 50.000-TL olan kirasının kendisinden salgın süresince istenmemesini de talep etmiştir. ZALİM hiç oralı olmamıştır. “Ben mücbir sebep tanımam, benim sözleşmem var, senin de burda imzan var, indirim de yapmam“ yaklaşımındadır. DÜZGÜN salgının ne kadar süreceğini bilmediği için ZALİM’i dava etmek de istememektedir. DÜZGÜN kavgayı da seven bir karakterde değildir. Bir taraftan da DÜZGÜN salgın birkaç ay içinde sona ererse, işlerinin salgın ardından çok iyi olacağına inanmaktadır. Hatta bir anda birikim nedeniyle planından çok daha fazla nişan – düğün olacağını da planlamaktadır.  Bu durumda belirsizlik içinde haksızlığa da uğradığınını düşünen DÜZGÜN, avukatı AKİL EFENDİ’ye başvurmuştur. Olay anlaşıldığına göre şimdi Av. Akil Bey’in DÜZGÜN’e önerisini dinlemekte fayda var.


“ DÜZGÜN Bey, öncelikle imza ettiğiniz bir sözleşme var. Siz aylık ne kadar kira ödeyeceğim dediyseniz ödemek durumundasınız. Hem de eksiksiz olarak. Ama korkmayın, bu kural hayatın ve ticaretin olağan işlediği dönemlerde katı uygulanır. Bu dönem farklı koşullar var.

DÜZGÜN Bey, tacir olup olmamanız da burada kritik bir değişikliğe neden olmaz.  Çünkü tacirler de süper yaratıklar değildir. Her şeyi öngöremezler. Siz de elbette öngöremezsiniz. Bu haliyle inanın sadece sizin değil, kimsenin aklına gelmeyen bir salgın hastalık yaşıyoruz. 20 yıllık avukatım, ilk defa böyle bir salgın hastalığa şahit oluyoruz. Ben hayatımda dünyada seyahatin kısıtlandığı, okulların kapandığı, adliyenin kapandığı, herkesin kolonya ile gezdiği, el sıkışmanın iptal edildiği başka bir zaman yaşamadım. Bu olayın yaşanabileceğini nerden bilecektiniz. ZALİM de gerçekten zalim galiba.  Ortadaki durumda size 3 önerim var;

  • Salgının ne kadar süreceği şuan belirsiz ama ben birkaç ay daha durumu görmek ve karşı taraf ile tartışma yapmak istemiyorum. Ancak bu koşullarda ödediğim kiranın ilerde bana bir bölümü veya hepsi iade de edilebilsin diyorsanız. Bundan böyle tüm ödemelerinizi, aylık kira ödemenizi İHTİRAZİ KAYIT ile yani ÇEKİNCE ile ödeyin. Bunun için ödeme anında “ Mücbir sebep var, çekinceyle ödüyorum” demeniz ve bu beyanınızı kayıtlandırmanız yeterli. Bu beyan ödeyeceğiniz bedeli ilerde geri talep edebilmeniz için önemli. Özellikle salgın ile ilgili gelişecek durum ve sizi bekleyen hukuki süreç şuan belli olmadığından ihtirazi kaydı unutmayın. Sakın unutmayın. Salgın geçmez ise daha da önem kazanacak. Her halukarda ödemelerinizde ihtirazi kaydı lütfen atlamayın.

  • Zalim şuan kimseye 50.000-TL’ye burayı kiralayamaz. Yani aslında bugün ödemekte olduğunuz kira yüksek ise, ki bana yüksek geldi. Sözleşmenizin uyarlanması talebinde bulunabilirsiniz. Çünkü koronavirüs salgını sözleşmenizin aynen devamını aslında imkansız hale getirdi. Zalim için koşullar değişmedi, ama sizin için gelir getirmeyen, düğün organizasyonu da yapılamayan bir taşınmaz için aynı kira bedelini ödemeye devam etmek adil olmaz. Bu şartlarda mahkemeler sözleşmede imzan var diye bu şartlarda, kirayı 50.000-TL ödemek zorundasınız yorumu yapmazlar, kanısındayım. Elbette her yargılama bir tartışmadır. Sonucunu ise %100 öngörmek mümkün değildir.


  • Diğer ihtimal ise sözleşmenin feshidir. Aleyhine değişen koşullarda artık bu düğün salonunda gözüm yok. Böyle giderse batacağım, dayanacak gücüm de yok, burayı işletmeye isteğim de diyorsanız. Sözleşmenin korona virüsünün neden olduğu ve sizin aleyhinize dramatik şekilde değişmiş koşullar çerçevesinde feshi yoluna gidilebilir. Bu sürede tedbir talepli olarak mahkemeye başvurmak doğru yöntem olacaktır.

NOT: Burada yer verilen isimler ve olay tamamen hayal ürünüdür. Hukuki yorum ise taraflar arasındaki sözleşme detayına, bir başka hadisede gerçekleşen ayrıntılara göre çok farklı hukuki yorumlara neden olabilecektir. Bu nedenle hukuki sorunlarınızda, bu tür genel anlatımlar yerine, avukatınızdan mutlaka olaya özgü profesyonel avukatlık hizmeti alınız.