Hayvanınız Zarar Verirse Sorumluluğunuzun Hukuki Boyutu, Av. Filiz METİN
Dünya genelinde hayvanların saldırılarına bağlı olarak çok sayıda yaralanma ve ölümle sonuçlanan olay yaşanmaktadır. Hayvanlarca sebep olunan yaralanma sayısının İngiltere’de yılda 50.000 (ellibin) olduğu belirtilmektedir. Günümüzün değişen yaşam koşullarında, insanların hayvanları birer arkadaş ve özellikle ev arkadaşı olarak kabul ettiği malumdur. Hayvanların insanların yaşam alanlarında birlikte yaşaması gerçeğine uygun olarak, bir taraftan da hayvanların içgüdüsel nedenler, dış faktörler ve olası diğer unsurlara bağlı olarak sebep olabileceği zarar verici olaylara karşı, toplumun ve toplum sağlığının korunması gerekmektedir.
Her hayvan sahibinin, sahip olduğu veya kontrolü altında bulundurduğu hayvanı arkadaş olarak görmesinden ziyade, sahip olduğu hayvanı bir saldırı/savunma aracı olarak kullanması imkanı da, hukukun konuya yaklaşımında hukuki ve cezai açılardan düzenlemeler içermesini zaruri kılmaktadır. Özellikle içgüdüsel olarak saldırma eğilimi bulunan tehlikeli hayvanların edinilmesinde, sorumluluğun somut duruma göre değerlendirilmesi ve gerektiğinde bu tür hayvanların sahibi olunmasının önüne geçilmesi gerekmektedir. Ülkemiz örneklerinden, bir suç örgütü lideri’nin “aslan” sahibi olması ve tehdit ve sindirme yöntemelerinde “aslan ve kaplanları” kullanmış olduğu iddiası kamuya yansımıştır.
Bu örnekte olduğu gibi hayvan edinmenin yasal ve etik amacı dışına çıkılarak başkalarını korkutmak, tehlike yaratmak ve tehdit unsuru haline getirmek için sahiplenilmesi halinde ortaya çıkacak zarardan dolayı doğacak sorumluluk hayvan sahibinin sorumluluğunu dahi aşmaktadır. Buna karşılık hiçbir tehlike ve zarar doğurması kendisinden beklenmeyen eğitilmiş ya da gösteri için yetiştirilen hayvanın, hayvansal içgüdü ile olağan davranışı dışında tepki vermesi halinde yine hayvan sahibinin de sorumluluğu doğacaktır. Ticari amaçla kullanılan, insanlara sempatik tavırlar sunan bir hayvanın neden olacağı bir olayda konuya başka bir çerçeveden bakmamıza neden olmaktadır. Örneğin; fotoğraf sanatçısının eğittiği ve çektiği resimlerde figür olarak kullandığı maymunun dış etkenlerden kaynaklanan sebeple, veya sebebi bilinemeyeck birşekilde beklenmedik tepki vererek, kişilere zarar vermesi halinde yine hayvan sahibi fotoğraf sanatçısının sorumluluğu doğacaktır.
Hayvan sahibinin sorumluluğundan doğan zararların giderilmesine ilişkin düzenlenen hükümler kanundan doğan kusursuz sorumluluk halleri arasında sayılmaktadır. Kanunun hayvan sahibi veya hayvan idare eden kişiyi kusuru olmasa da sorumlu tutması verilen zararın tazmini açısından önem taşımaktadır. Hayvan sahibine getirilen bu yükümlülüğe ilişkin olarak onun koşulsuz olarak verilen zarardan sorumlu olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Kanun, kurtuluş karinesi getirerek hayvan sahibine bu sorumluluktan kurtulma imkanı da tanımaktadır. Ayrıca zararın tazmininde rücu müessesi ile verilen zarardan 3. kişilerin sorumlu tutulması mümkündür.
Yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’ muz ile, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan Yeni Borçlar Kanunu arasındaki farklar açısından, yukarıda yapılan açıklamalarımıza istinaden, hayvan sahibi kavramına açıklık getirilerek bu yönde yapılan tartışmalara son verilmiştir. Ayrıca BK’ da düzenlenen öldürme hakkı, Yeni Borçlar Kanunu kapsamına alınmayarak, hayvan haklarına ve korunmasına olan toplumdaki hassas yaklaşımın neticelerini vermiş olduğunu görmekte ve yeni düzenlemeyi olumlu bir yaklaşım olarak görmekteyim.
Genel bir yaklaşımla konuya değinmek gerekirse, sahip olunan hayvanın eğilimleri, cinsi, saldırganlık oranı, dışarıdan gelecek etkiler ile hayvanın ve sahibinin içinde bulunduğu fiziksel ve psikolojik ortamlar da birlikte değerlendirilerek, YBK’nın ve konu ile ilgili diğer yasal düzenlemelerin, eskiye nazaran, uygulama açısından henüz etkileri toplum nezdinde çok hissedilmemiş olsa dahi, gelecek için önemli ve olumlu bir yasal zemin oluşturduğu düşüncesindeyim. Evimizin bir bireyi olan hayvanlarımızla, sorunsuz ve mutlu bir yaşam dileği ile…
Av. Filiz METİN