201509.21
0

Geleneksel Tahkim Klişesinin Bertarafı ve Tahkimde Taraf İradelerinin Önemi, Av. Umut METİN


Son bir ay içinde karara bağlanan “Libanaco (Uzan) – Türkiye” ve “Turkcell-Teliasonera” davaları toplamda 11 (onbir) milyar doları aşan etkileriyle, tahkimin dünyada yalnızca hukuki sonuçlarıyla değil maddi yansımaları ile de ne denli önemli bir uyuşmazlık çözüm yöntemi haline geldiğini ortaya koymaktadır.

Ticaretle uğraşanlar uzun süreli mahkeme yargılamalarından kaçınmaya çalışmaktadır. Bu nedenle, uyuşmazlıkların çıktığı anda sorununun süratle ve uzmanlar eliyle giderilebileceği bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olan tahkim sadece hızlı olması nedeniyle değil, özellikle farklı milletlerden olan şirketlerin – şahısların bir diğerinin mahkemesine olan güvensizliğini bertaraf etmesi ve uyuşmazlığın çözümünde güvenli bir liman yaratması nedeniyle de tercih edilmektedir.

Öteden beri klişe haline gelen “ Tahkim mahkemelere nazaran alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir “ söylemi tahkimin etkinliğini arttırması sebebiyle artık uluslararası ticari yaşamda itibarını-geçerliliğini kaybetmiştir. Gerçek şudur ki, dünyanın gelişmiş tüm coğrafyalarında ve uluslararası ticaretin etkisini gösterdiği tüm bölgelerde şirketler mahkemelere, tahkime yardımcı olması gayesi dışında veya tahkim proserüdünü kötüniyetle sabotaj etme gayesi haricinde başvurmamaktadırlar.

Günümüzde, taraflar sözleşmelerine koydukları hükümler ile tahkimi temel uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak kabul etmekte, bu süreçte ne mahkemeler ne de tahkim kurulları birbirlerine alternatif bir çalışma yürütmemektedirler. Gelişen tahkim anlayışında mahkemeler ve tahkim kurulları gerektikçe kol kola girmekte ancak temelde birbirine alternatif olmadan ayakta kalmayı gerçekleştirmektedir. Tahkim bahsettiğim ayakta tek başına kalabilme sınavında, önemli beceriler göstermiştir. Gerek Model Kanun’da 2006 yılında yapılan değişiklikler gerekse ulusal hukuklara yansıyan yenilikler ile tahkim dünya ticaret yaşamında vazgeçilmez bir hal almıştır. Tahkimin özellikle “ icra kabiliyeti ” açısından ilerleyen dönemde beklenen güçlendirilmesi ardından, zaten alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi tanımlamasını aşmış olan tahkimin, ticarette temel uyuşmazlık çözüm yöntemi olması ve bu yönde artık koşar adımlarla gelişmesi kaçınılmazdır.

Bugün itibariyle, şirketlerin ticari sözleşmelerine tahkimi düzenleyen hükümler koyarak hiçbir ulusal mahkemeye başvuru sözkonusu olmaksızın dünyada ve ülkemizde var olan tahkim kurumlarına başvurmaları veya ad hoc denilen (geçici) tahkim heyetlerini oluşturarak uyuşmazlıklarını bu hakem kurullarına aktarmaları mümkündür.

Tarafların tahkim kurullarının oluşmalarına ve yetkilerine ilişkin koyacakları etkin ve detaylı hükümlerle tahkim kurullarının, mahkemelerden bağımsız hareket ederek karar vermesi sağlanabilmektedir. Mahkemelerce müdahaleye maruz kalmaksızın sürdürebilecek bir tahkim yargılaması için, taraflarca belirlenen tahkim şartının detaylı ancak etkin amaca uygun hükümlerle donatılması halinde, tahkimin ulusal mahkemeler alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olmadığı gerçeği güçlenecektir. Ticaret yaşamında yer alanlar ise bu vesileyle, kendi ticari yaşamları menfaatlerine önemli ve olumlu bir adım atacaklardır.

Av. Umut METİN

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *