202004.15
0

COVİD-19 ETKİSİNDE İNFAZ YASASI DÜZENLEMESİ HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULAR İÇİN SAĞLIK İÇİN ÖZGÜRLÜK MÜ, YOKSA SUÇ MAĞDURLARI İÇİN HUKUKA GÜVEN KAYBI MI?

COVİD-19 ETKİSİNDE İNFAZ YASASI DÜZENLEMESİ HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULAR İÇİN SAĞLIK İÇİN ÖZGÜRLÜK MÜ, YOKSA SUÇ MAĞDURLARI İÇİN HUKUKA GÜVEN KAYBI MI?

Covid-19 hastalığı, DSÖ tarafından 11.03.2020 tarihinde pandemi olarak ilan edilmiş ve bu hastalık ülkemizde de görülmeye başlamıştır. Bugün 1.000’den fazla vatandaşımızın hayatını kaybetme nedeni olmuş önemli bir salgın ile karşı karşıyayız. Tıbbi açıklamalarla ortaya konulduğu üzere salgının yayılmasını önlemenin en etkili yolunun, insanların birbirleriyle olan temasının asgariye indirilmesidir. Salgının yayılmasının en aza indirilmesi ve kişilerin sağlığının korunması amacıyla birçok idarî tedbir alınmıştır. Bu kapsamda alınması gerekli tedbirler tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de süratle ve kademe kademe alınmaktadır. Bu tedbirlerin en başında insanlar arası yakın temasın (el sıkışma vb) önlenmesi, en azından sosyal mesafe düzeyine çekilmesi ve olası vaka durumlarında izolasyonun sağlanması türünden tedbirlerdir. Bu yönde insanların olabildiğince fiziken bir araya gelmemesi, mevcut insan topluluklarının da seyreltilmesi ve hatta “evdekal” gibi bir yaklaşımla ortadan kaldırılmasına gerekmektedir.  Bu kapsamda İdare alınması gerekli tedbirleri idari emir ve genelgeler ile almaktadır. Buna rağmen bazı tedbirler niteliği ve Anayasal zorunlulukları sebebiyle ancak ve ancak kanunlar ile alınabilmektedir.

İnsanların bir arada yaşadığı topluluk alanlarından birsi de ceza infaz kurumlarıdır. Özellikle ortak alan kullanımları ve koğuş düzeni ceza ve tutukevlerinin gerçeğidir. Türkiye’de ceza infaz kurumlarında bulunan toplam tutuklu ve hükümlü sayısı yaklaşık 300 bini bulmaktadır. Bu sayı ceza infaz kurumlarının normal kapasitesinin ortalama iki katına tekabül etmektedir. Bu da Covid-19’un insan sağlığı ve yaşamı üzerindeki olumsuz etkisi, bulaşma tehlikesi ve olası vaka durumunda ortaya çıkabilecek bilançonun ne kadar ağır olabileceğini işaret etmektedir. Adalet Bakanlığımız bu kapsamda bugüne kadar bir kısım başarılı tedbirlere imza atmış, idari kararlar ile alabileceği tedbirler çerçevesinde Covid-19’un ceza infaz kurumlarına etkisini düşük bir seviyede tutmuştur.

Sayın Adalet Bakanımız yaptığı son açıklamada Covid-19 karşı alınan tedbirler sayesinde kapalı cezaevlerinde pozitif vaka bulunmadığını ancak 5 açık ceza infaz kurumundaki 17 hükümlüye Covid-19 tanısı konulduğunu ifade etmiştir. Açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin infaz rejimleri ve dışarı ile temas yoğunluğu düşünüldüğünde alınan tedbirler sayesinde Covid-19’un etkilerinin son derece sınırlı kaldığını göstermektedir. Ancak idarenin idari emirler ile insiyatif alarak kullanabileceği tedbirler son derece sınırlıdır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde de olduğu gibi ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlü nüfusunun düşürülmesi için af ve benzeri bir takım ileri boyutta tedbirlerin alınması zaman zaman yaşanabilmektedir. Hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden vazgeçilmesi veya cezaevinde infaz edilecek sürenin azaltılması veya infaz şeklinin değiştirilmesini sağlayan tedbirlerin alınması pandemi ile mücadelede zorunluluk olarak ifade edilebilmektedir.  Adına ne denirse densin, infaz sisteminde yapılan düzenleme, cezanın uygulanmasını hafifletmekle ya da tamamen ortadan kaldırmakla özel af niteliğinde olduğu tartışmasızdır. Adına düzenleme demek, affın af olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. “İnfaz düzenlemesi” gerçekte  bir “af düzenlemesi” olmuştur.

Ancak sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile Cumhurbaşkanının af yetkisi hariç olmak üzere, özel af ilan etmek idarenin emirle veya genelge ile alabileceği bir karar değildir. Zira Anayasanın 87. maddesine göre, özel ve genel af ilanına karara vermek sadece TBMM’nin yetkisi dahilindedir. Yine Anayasanın 38/3 maddesine göre, Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Bu doğrultuda 90 bin hükümlüye tahliye yolunu açan “2762 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” TBMM Genel Kurulunda 14/4/2020 tarihinde kabul edilerek yasalaşmıştır.

Cezanın amacının toplumdan topluma ve dönemden döneme farklılık gösterdiği kuşkusuzdur. Ancak günümüzde hapis cezasının infazında ön plana çıkan ortak amaç, hükümlüyü ıslah etme, yeni suçları işlemekten alıkoyma olmaktadır. Bununla birlikte, hapis cezasının maliyetinin yüksekliği, hapis cezasının uygulanmasında ölçülü olma ve alternatif yöntemler araştırmayı da gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda hapis cezasının orantılı ve adil olması ceza hukuku ilkelerinin gereğidir. Bir taraftan Covid-19 pandemi riski nedeniyle ceza infaz kurumlarında kalanlarının yaşam haklarının tehlike altında olması ve bu kişilerin kendi iradeleri ile sosyal mesafe ve izolasyonu uygulayamaması, diğer taraftan devletin özgürlükleri kısıtladığı tutuklu ve hükümlüleri ıslah ederek tekrar topluma kazandırma gayreti ve bu kişilerin can ve mal güvenliğini temin etme çabası döneminde bir ikilem yer almaktadır. Bu konuda, cezaevi içinde ve dışında uygulanacak programların etkin hale getirilmesi ve cezaevinde geçirilecek sürenin kısaltılması bir tercih olabilir.

Ancak kamu vicdanı, suç mağdurlarının adalet inancı unutulmaması gereken diğer bir husustur. Bu konuda toplumun hassas olduğu cinayet (adam öldürme), uyuşturucu ticareti, terör suçları, kadına karşı şiddet suçları, cinsel suçlar, MİT Kanununa ve Devlet Güvenliğine karşı işlenen suçlar kapsam dışı bırakılmıştır. Kapsam dışı suçların mağdurunun devlet ve ayrıca şahıslar olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle tercihte mağdurun kimliğinin karar belirleyici kriter olmadığı anlaşılmaktadır.


1) Covid-19 Pandemi Nedeniyle Açık Ceza İnfaz Kurumlarında Bulunan Hükümlüler İle Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanan Hükümlülerin İzinli Sayılması

2762 sayılı Kanunun 53. maddenin beşinci fıkrasına göre, açık ceza infaz kurumlarına ayrılanlar veya açık ceza infaz kurumuna ayrılmaya hak kazananlar ile denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler, 31.05.2020 tarihine kadar izinli sayılacaktır. Salgının devam etmesi halinde bu süre Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere iki kez uzatılabilecektir. Düzenlemeyle, ceza infaz kurumları ve denetimli serbestlik müdürlükleri için Covid-19’dan korunmaya yönelik tedbir alınmaktadır.

2) Bazı Suç Tipleri Hariç Olmak Üzere Hükümlülerin Ceza İnfaz Kurumlarında Kaldığı Sürelerin Kısalması

2762 sayılı Kanunun 48 maddesi ile CGTİHK’nın 107 maddesinde köklü bir değişiklik yapılarak şartla tahliye oranları bazı suç tipleri hariç olmak üzere yeniden belirlenmiştir. Bu kapsamda belirlenen yeni oranlar şu şekildedir;

Koşullu salıverilmeye ilişkin 2/3’lük genel oran1/2 ’ye indirilmektedir.

Mükerrirler ve örgütlü suçlar bakımından infaz oranı 3/4’ten 2/3’e indirilmektedir.

Ancak örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen ve koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından, bu suçların tabi oldukları koşullu salıverilme oranının uygulanacağı kabul edilmektedir.

Örneğin, aşağıda değineceğimiz üzere TCK 188. maddesinde tanımlanan uyuşturucu ticareti suçunun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi halinde koşullu salıverilme oranı 2/3 olarak değil, 3/4 olarak uygulanacaktır. Çünkü uyuşturucu ticareti suçunun koşullu salıverilme oranı CGTİHK’nın 108. Maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre 3/4’tür.

Kasten öldürme suçları, işkence suçu ve eziyet suçu, cinsel saldırı (madde 102, ikinci fıkra hariç), reşit olmayanla cinsel ilişki (madde 104, ikinci ve üçüncü fıkra hariç) ve cinsel taciz suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188), Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından (madde 326 ilâ 339) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar kapsam dışı bırakılmıştır.

Bu bağlamda, uyuşturucu madde ticareti ve cinsel istismar suçları ile terör suçlarının 3/4 olan koşullu salıverilme oranları mevcut haliyle devam etmektedir. Bu suçların çocuklar tarafından işlenmesi halinde 2/3 olan koşullu salıverilme oranında da herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir.

Ayrıca 2762 sayılı Kanunun 52 maddesinin beşinci fıkrasına göre,  30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, tabi olduğu infaz rejimine göre belirlenen koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün 15 yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği 1 günün 3 gün; 18 yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği 1 günün ise 2 gün olarak dikkate alınacağı hükme bağlanmaktadır. Düzenlemeyle, koşullu salıverilme süresinin hesaplanması bakımından yetişkinlere nazaran çocuk hükümlülere ayrıcalık tanınmakta ve çocuk hükümlülerin ceza infaz kurumlarında kalış süreleri kısaltılmaktadır.

3) Kalıcı Denetimli Serbestlik Süresinin Korunması

CGTİHK’da yer alan açık ceza infaz kurumunda bulunup da koşullu salıverilmesine 1 yıl veya daha az süre kalanların cezalarının denetimli serbestlik tedbiri altında infazına imkan veren düzenleme herhangi bir değişikliğe uğramadan mevcut hali korunmaktadır.

Mevcut düzenlemeye göre, denetimli serbestlik tedbiri için hükümlülerin talebinin olması şarttır. Ceza infaz kurumu idaresi, infaz savcısı ya da infaz hakimliği resen denetimli serbestlik şartlarının oluştuğundan bahisle hükümlü hakkında denetimli serbestlik sürecini başlatamaz. Hükümlünün talebi yoksa koşullu salıverilme tarihine kadar cezasının infazını açık ceza infaz kurumunda geçirmeye devam eder. Denetimli serbestlik için şu silsileye uyulması şarttır; hükümlünün talebi, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu ve buna istinaden infaz hakimliğinin kararı…

Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi halli hükümlüler, diğer şartları da taşımaları halinde infaz usulünden yararlanabilecektir.

Hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra denetimli serbestlik tedbirine uymamakta ısrar etmesi ya da hakkında cezasının alt sınırı 1 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması hallerinde, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün talebi üzerine infaz hakimi tarafından, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilecektir. Kovuşturma sonucunda sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmemesi durumunda cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hakimi tarafından karar verilecektir.

4) Denetim Serbestlikten Yararlanma Süresinin Geçici Olarak Bazı Suçlar Hariç Olmak Üzere 3 Yıla Çıkarılması

2762 sayılı Kanunun 52 maddesi ile CGTİHK’nın geçici 6 maddesinin birinci fıkrası değiştirilmek suretiyle, kasten öldürme; üst soya, alt soya, eşe veya kardeşe, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumdaki kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve sonucu nedeniyle ağırlaşmış yaralama, işkence, eziyet suçu ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar, uyuşturucu ticareti suçu ile Terör suçları hariç olmak üzere 30 Mart 2020’ye kadar işlenen suçlar için denetimli serbestlikten yararlanma süresi 1 yıldan 3 yıla çıkarılmaktadır.

5) Denetim Serbestlikten Yararlanma Süresinin Geçici Olarak Bazı Suçlar Hariç Olmak Üzere 4 Yıla Çıkarılması

2762 sayılı Kanunun 52 maddesinin ikinci fıkrası ile CGTİHK’nın geçici 6 maddesinde yapılan değişiklik ile, terör suçları, cinsel saldırı ve istismar suçları, kasten öldürme suçları ve özel hayatın gizliliğine ilişkin suçlar hariç olmak üzere; 30 Mart 2020 tarihine kadar işlenen suçlardan 0-6 yaş grubu çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile 70 yaşını bitirmiş hükümlüler için denetimli serbestlik uygulamasından faydalanma süresi 2 yıldan 4 yıla yükseltilecektir.

6) Bazı Hallerde Denetimli Serbestlikten Yararlanma Bakımından Süre Koşulunun Aranmaması

2762 sayılı Kanunun 52 maddesinin ikinci fıkrası ile CGTİHK’nın geçici 6 maddesinde yapılan değişikliğe göre, maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen 65 yaşını bitirmiş hükümlülerin, koşullu salıverilmeleri için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken sürelerde azami süre sınırına bakılmaksızın denetimli serbestlik uygulanacaktır. “İyi halli” olmak koşuluyla kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler hakkında da bu süreler geçerli olabilecek. Belirtilmelidir ki ağır hastalık, engellilik veya kocama hâli, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen bir raporla belgelendirilebileceği gibi Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca da tespit edilebilecektir.

Önemle belirtmekte fayda vardır ki, 2762 sayılı Kanunun 53 maddesinin üçüncü fıkrasına göre, denetimli serbestlik için iyi halin saptanmasına yönelik değişiklikler, 1 Eylül 2020’de uygulanmaya başlayacak. Hükümlünün denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurma süresi, Covid-19 nedeniyle 5 gün yerine, 1 Eylül 2020 tarihine kadar 25 gün olarak uygulanacaktır.

7) Özel İnfaz Usullerinin Kapsamı Genişletilmesi

2762 sayılı Kanunun 50 maddesinde CGTİHK’nın 110. maddesinde değişiklik yapmak suretiyle, özel infaz usullerinin kapsamı genişletilmektedir. İnfaz hakimi, hükümlünün talebi üzerine kasten işlenen suçlarda toplam 1 yıl 6 ay, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere taksirle işlenen suçlarda ise toplam 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasının;

  • Her hafta cuma günleri saat 19.00’da girmek ve pazar günleri aynı saatte çıkmak suretiyle hafta sonları,
  • Hafta sonları hariç, her gün saat 19.00’da girmek ve ertesi gün saat 07.00’de çıkmak suretiyle geceleri, Ceza infaz kurumlarında çektirilmesine karar verebilir.

Mahkûmiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukukî sorumlulukları saklı kalmak üzere;

  • Kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam 1 yıl,
  • 75 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam 2 yıl,
  • 75 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam 4 yıl, veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.

Özel infaz usulleri bazı suçlar bakımından uygulanamayacaktır. 5 yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olan hasta veya engelli hükümlüler, Adli Tıp Kurumu raporuna bağlı olarak cezalarını konutlarında infaz edebilecektir. Yeni doğum yapan ve toplam 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan kadın hükümlüler de yine cezalarını konutunda infaz edebilecektir. Diğer yandan, hamile kadınların cezası 1 buçuk yıl ertelenebilecektir.

Maddenin dokuzuncu fıkrasına göre, Üçüncü ve dördüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri; terör suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ile adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler, hakkında uygulanmaz.

8) Hamile ve Ağır Hastalığı Olanların Tutuklanması Yerine Adli Kontrol Tedbiri Uygulanmasına Karar Verilmesi

2762 sayılı Kanunun 15 maddesi ile CMK’nın 109 maddesi yeniden düzenlenmektedir. Tutuklama koşullarının bulunmasına rağmen, maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tespit edilen şüpheliler ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadın şüphelilerin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilmesine imkan tanınmaktadır.

Ayrıca, hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi tarafından da adlî kontrol kararı verebilmesine imkan tanınmaktadır.

Düzenlemeyle uygulamadaki tereddüdün giderilmesi, farklı uygulamaların ve bu sebeple yaşanabilecek mağduriyetlerin önüne geçilebilmesi amacıyla belirtilen hallerde tutuklama tedbiri yerine adlî kontrol tedbirinin uygulanabilmesi esası benimsenmektedir. Ayrıca, çocuğun yüksek yararı ilkesi de dikkate alan bir düzenlemenin yapıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bunun yanı sıra Covid-19 salgınının özellikle kronik hastalığı bulunanlar ile bağışıklık sistemi bozuk kişiler üzerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açması, hatta bu tür vakaların büyük çoğunluğunun yoğun bakım ünitelerinde geçirmesi ve ölüm oranlarının yüksek olması nedeniyle yapılan düzenleme oldukça yerinde bir düzenlemedir.

9) Dosyası İstinaf ya da Temyiz İncelemesinde Olup da Adli Kontrol Tedbirlerine Uymayan Sanıklar Hakkında İlk Derece Mahkemesince Tutuklama Kararı Verilebilmesi

2762 sayılı Kanunun 16 maddesi ile CMK 112/1 maddesinde yapılan değişikliğe göre, hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurmuş sanıkların adlî kontrol tedbirine uymamaları hâlinde, hükmü veren ilk derece mahkemesi tarafından da UYAP kayıtları üzerinden durumlarının değerlendirilebileceği ve tutuklama kararı verilebileceği veya yakalama emri düzenlenebileceği hüküm altına alınmaktadır. İlk derece mahkemelerinin bu konuda var olan yetkisi belirgin hale getirilerek Ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır.

10) Açık Ceza İnfaz Kurumlarından Faydalanmasına İlişkin Koşulların Yeniden Belirlenmesi

2762 sayılı Kanunun 18 maddesi ile CGTİHK’nın 14. maddesinde değişiklik yapmak suretiyle açık ceza infaz kurumlarının daha işlevsel ve amaca uygun hale getirilmektedir.

CGTİHK’nın 14. maddesinin ikinci fıkrasında yapılan düzenlemeyle birlikte, terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar ile ikinci defa mükerrer olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere, kasıtlı suçlardan toplam 3 yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olanlar hakkında verilen cezalar doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilecektir.

Taksirli suçlardan toplam 5 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum olanlar, adli para cezası, infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler, İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlar için de verilen cezalar doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilecektir.

Hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına; ceza infaz kurumlarının düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallara içtenlikle uyarak, haklarını iyi niyetle kullanarak, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirerek geçirmiş ve uygulanan iyileştirme programlarına göre de toplumla bütünleşmeye hazır olduğunun disiplin kurulunun görüşü alınarak idare kurulunca saptanması halinde yapılan değerlendirme sonucunda karar verilecek.

CGTİHK’nın 14. maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan düzenlemeyle, hükümlülerin açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına 89 uncu madde uyarınca yapılan değerlendirme sonucunda karar verileceği belirtilmektedir. Kanunun 89 uncu maddesi uyarınca tutum ve davranışları bakımından yapılan değerlendirmenin olumlu sonuçlanmaması durumunda hükümlü, açık ceza infaz kurumuna ayrılamayacaktır.

Maddenin dördüncü fıkrasında yapılan düzenlemeyle, toplam on yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkûm olanların kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına ilişkin idare ve gözlem kurulu kararlarının infaz hâkiminin onayından sonra uygulamaya konulacağı hüküm altına alınmaktadır.

Maddenin beşinci fıkrasında yapılan düzenlemeyle (a) ve (b) bentlerindeki hallerde idare ve gözlem kurulu kararıyla hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarından kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilebileceği, (c) bendinde yapılan düzenlemeyle idare ve gözlem kurulu kararı ve infaz hâkiminin onayıyla hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilebileceği düzenlenmektedir. (a) ve (b) bentlerinde bakıldığında firar, yeni bir suçtan tutuklama kararı verilmesi ve aldıkları disiplin cezasının ve eylemlerinin nitelikleri ile bozulan veya bozulma olasılığı taşıyan kurum asayişinin ve düzeninin mümkün olan en kısa sürede temin edilebilmesi bakımından infaz hâkiminin onayı aranmaksızın hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesi öngörülmektedir. Ancak hükümlüler bu hallerde İnfaz Hâkimliği Kanununa göre şikayet yoluna başvurabilecektir. Diğer yandan, (c) bendinde düzenlenen hal bakımından infaz hâkiminin onayı üzerine hükümlü kapalı ceza infaz kurumuna gönderilebilecektir. Ayrıca, infaz hâkiminin onaya ilişkin diğer kararlarında olduğu gibi bu fıkradaki onaya ilişkin kararına karşı da İnfaz Hâkimliği Kanununa göre itiraz edilebilecektir.

11) Covid-19 Kapsamında Bir Tedbir Olarak Belirli Şartları Taşıyan Hükümlülerin Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Açık Ceza İnfaz Kurumuna Geçirilmesi

2762 sayılı Kanunun 53. maddesinin altıncı fıkrasına göre, TCK’da yer verilen Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı işlenen suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, terör suçları ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere, toplam hapis cezası 10 yıldan az olanlar 1 ayını, 10 yıl ve daha fazla olanlar ise 3 ayını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmiş olan iyi halli hükümlülerden ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına, 1 yıl veya daha az süre kalanlar, talepleri halinde açık ceza infaz kurumlarına gönderilebilecektir.

Bu hükümlüler, açık ceza infaz kurumlarında barındırılacaktır. İlgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazandıkları takdirde Covid-19 düzenlemesi kapsamında izinli sayılacaklardır. Hükümlüler söz konusu sürenin tamamlanmasından sonra ise açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanıp kazanmadıklarına bakılmaksızın CGTİHK’nın 95. maddesi kapsamında izin hakkından yararlanacaklardır. Bu hüküm 31 Aralık 2020’ye kadar uygulanacaktır.

Covid-19 pandemisi sebebiyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanan hükümlüler, 31 Mayıs 2020 tarihine kadar izinli sayılacaktır. Bu süre, gerektiğinde Sağlık Bakanlığının önerisiyle her defasında iki ayı geçmemek üzere Adalet Bakanlığınca 3 kez uzatılabilecektir. Ayrıca, terör ve örgütlü suçlar hariç olmak üzere, yapılan infaz sistemi değişikliklerine bağlı olarak kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan iyi halli bazı hükümlülerden açık ceza infaz kurumuna ayrılmasına bir yıl kalanların açık ceza infaz kurumlarına gönderilebilmesine imkan tanıyan bir düzenleme yapılmaktadır.

12) Gebe Olan ya da Çocuk Doğurduğu Tarihten İtibaren 6 Ay Geçmemiş Bulunan Kadınlar Hakkındaki Hapis Cezasının İnfazının Geri Bırakılması

2762 sayılı Kanunun 19. maddesi ile CGTİHK’nın 16. maddesinde yapılan değişikliğe göre, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 6 ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkındaki hapis cezalarının infazı geri bırakılmaktadır. Değişiklikle, anne ve çocuğun yüksek yararı gözetilerek “6 aylık” geri bırakma sınırı “1 yıl 6 aya” çıkarılmıştır. Böylelikle anne ve çocuğun ceza infaz kurumuyla daha geç karşılaşmaları sağlanmaktadır.

Ayrıca bu düzenleme ile birlikte halen ceza infaz kurumlarında bulunan gebe, yeni doğum yapan ya da doğumunun üzerinden 2 yıl geçmemiş olan (6 ay + 1 yıl 6 ay) annelere tahliye yolu açılmaktadır. Gebe veya yakın doğum yapmış kadınların kendilerinin, yakın çevrelerinin ve kamu vicdanının korunması bakımından oldukça yerinde bir düzenlemedir. Covid-19 pandemisinde anne ve bebeklerin sağlıklarının korunması bakımından da önemlidir.

13) Hükümlünün Eş veya Çocuklarının Sürekli Hastalık veya Malullükleri Nedeniyle Bakıma Muhtaç Olmaları Halinde Hapis Cezasının İnfazına Ara Verilebilmesi

2762 sayılı Kanunun 20. maddesi ile CGTİHK’nın 17. maddesinde değişiklik yapmak suretiyle hükümlünün eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle bakıma muhtaç olmaları halinde hapis cezasının infazına ara verilebilmesine imkan tanınmaktadır. Ayrıca fıkrada düzenlenen zorunlu ve çok ivedi durumlarda, Cumhuriyet Başsavcılığınca hapis cezasının infazına ara verilebilmesine ilişkin “6 ay”lık süre “1 yıl”a çıkarılmaktadır.

Düzenlemeyle birlikte hem hapis cezasının infazına ara verilmesi haline yeni bir sebep eklenmekte hem de ara verme süresi 2 katına çıkarılmaktadır. Hükümlünün eş ve çocuklarının olası bir salgın hastalık vakasına maruz kalmaları halinde bir yandan moral ve motivasyonlarının yükselmesi diğer yandan ise fiziki ve maddi şartlarının daha da iyileştirilmesine yönelik yerinde bir tedbirdir.

14) Hükümlülerin Açık Ceza İnfaz Kurumları Dışında Çalışmasının Sağlanması İle Daha Erken Denetimli Serbestlikten Faydalanmak Suretiyle Tahliye Olabilmesi

2762 sayılı Kanunun 22. maddesi ile CGTİHK’nın 30. maddesinde yapılan değişiklikle açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler, ceza infaz kurumu görevlilerinin denetiminde, kamu kurum ve kuruluşlarının iş alanlarında, geceleyin bu kurum ve kuruluşlar tarafından barındırılmak suretiyle çalıştırılabilecekleri kabul edilmektedir. Bu şekilde çalıştırılan süre, azami süre sınırına bakılmaksızın 105/A maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilecek süreye ilave edilir

Hükümlülerin bu şekilde çalıştıkları süre, faydalanacakları denetimli serbestlik süresine ilave edilecek ve böylelikle daha erken denetimli serbestliğe ayrılmaları sağlanmış olacaktır. Örneğin hükümlü açık ceza infaz kurumunda bulunduğu süre içinde bu madde uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının iş yerlerinde 4 ay süre ile çalıştığı takdirde 1 yıllık denetimli serbestlik süresi, 1 yıl 4 ay olarak uygulanacak ve hükümlü koşullu salıverilmesine 1 yıl 4 ay kala denetimli serbestliğe ayrılarak tahliye olacaktır. Ayrıca 105/A maddesinde düzenlenen denetimli serbestlikten faydalanılacak azami süre de aşılabilecektir.

5762 sayılı Kanunun 54. maddesi ile CGTİHK’ya yeni bir geçici madde eklemek suretiyle CGTİHK’nın 30. maddesinde yapılan açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin kamu kurum ve kuruluşlarının iş alanlarında çalıştırılmasına ilişkin düzenlemenin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl sonra uygulanması amaçlanmaktadır. Bu süre içinde bir taraftan açık ceza infaz kurumunda kalan hükümlülerin olabildiğince Covid-19’dan korunması için dışarıyla temasının kesilmesi diğer taraftan da bu düzenlemeye dair yönetmeliğin çıkarılması, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile ön görüşmeler yapılarak protokollerin hazırlanması hedeflenmektedir.

15) Çocuk Hükümlülere En Geç İki Ayda Bir Sağlanan Aile Görüşmesi İmkanı Artırılarak Ayda Bir Defa Görüşme İmkanı Tanınması

2762 sayılı Kanunun 29. maddesi ile CGTİHK’nın 51. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde yapılan değişiklikle, çocuk hükümlülere en geç 2 ayda bir sağlanan aile görüşmesi imkanı artırılmakta ve bu görüşmelerin en geç ayda 1 yapılabilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca çocuk hükümlülerin, kardeşiyle de aile görüşmesi yapabilmesine imkan tanınmaktadır. Bu görüşmeler, ana veya babasıyla birlikte yapılabilecektir. Maddenin üçüncü fıkrasına dört yeni bent eklemek suretiyle, çocuğun yüksek yararı dikkate alınarak çocuk hükümlülere verilebilecek ödül imkanının kapsamı genişletilmektedir.

16) Covid-19 Gibi Salgın Hastalık Hallerinde Ceza İnfaz Kurumunda Bulunan Hükümlerin Derhal Ceza İnfaz Kurumunun Telefon ve Faks Cihazlarından Faydalanabilmesi

2762 sayılı Kanunun 29. maddesi ile CGTİHK’nın 66. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenleme yapılarak, salgın hastalık halinde de ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin kuruma ait telefon ve faks cihazından derhâl yararlandırılmasına imkan sağlanmaktadır. Bu şekilde hem hükümlünün hem de yakınlarının doğrudan iletişim kurması sağlanarak merak, endişe, panik ve korkuları ortadan kalkacaktır.

17) Covid-19 gibi Salgın Bir Hastalık Sebebiyle Ceza İnfaz Kurumuna Dönemeyenlere Ceza Verilmemesi

2762 sayılı Kanunun 39. maddesi ile CGTİHK’nın 95. maddesinde düzenleme yapmak suretiyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlülere, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini veya güçlendirmelerini ve dış dünyaya uyumlarını sağlamak amacıyla verilen özel izin süresi artırılmakta ve hastalık veya doğal afet gibi zorunlu hâllerde bu izinlerin birleştirilerek kullandırılabilmesine imkan sağlanmaktadır.

Ayrıca 2762 sayılı Kanunun 40. maddesi ile CGTİHK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklikle, Covid-19 gibi salgın hastalık, doğal afet, savaş veya seferberlik durumunda bu sebeplerden dolayı izinden dönemeyen veya geç dönen hükümlülere ceza verilmeyecektir. İzinden dönmeyen veya 2 günden fazla bir süre geçtikten sonra dönen hükümlüler ile firar eden hükümlülere bir daha özel izin verilmeyecektir.

18) HÜKÜMLÜLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE İYİ HALİN BELİRLENMESİ


Yapılan değişiklikler ile birlikte hükümlüler, ceza infaz kurumlarında bulunduğu tüm aşamalarda, ceza infaz kurumlarının düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallara uyup uymadığı, haklarını iyi niyetle kullanıp kullanmadığı, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirip getirmediği, uygulanan iyileştirme programlarına göre toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığı, tekrar suç işleme ve mağdura veya başkalarına zarar verme riskinin düşük olup olmadığı hususlarında idare ve gözlem kurulu tarafından iyi halin belirlenmesine esas olmak üzere en geç 6 ayda bir değerlendirmeye tabi tutulacaktır.

Yapılacak değerlendirmede, infazın tüm aşamalarında hükümlülerin katıldığı iyileştirme ve eğitim öğretim programları ile spor ve sosyal faaliyetler, kültür ve sanat programları, aldığı sertifikalar, kitap okuma alışkanlığı, diğer hükümlü ve tutuklular ile ceza infaz kurumu görevlileri ve dışarıyla olan ilişkileri, işlediği suçtan dolayı duyduğu pişmanlığı, ceza infaz kurumu kuralları ile kurum bünyesindeki çalışma kurallarına uyumu ve aldığı disiplin cezaları dikkate alınacaktır. Gerektiğinde hükümlünün ceza infaz kurumuna girmeden önceki yaşamına ilişkin bilgi ve belgeler de istenebilecektir.

Toplam 10 yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar ile terör suçları, örgütlü suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu ticareti suçlarından mahkum olanlar hakkında yapılacak açık ceza infaz kurumuna ayırmaya, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazına ve koşullu salıverilmeye ilişkin değerlendirmelerde idare ve gözlem kuruluna Cumhuriyet başsavcısı veya belirleyeceği bir cumhuriyet savcısı başkanlık edecektir.

Ayrıca idare ve gözlem kuruluna cumhuriyet başsavcısı tarafından belirlenen bir izleme kurulu üyesi ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı il veya ilçe müdürlükleri tarafından belirlenen birer uzman kişi katılacaktır.

Açık ceza infaz kurumuna ayırmaya, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazına ve koşullu salıverilmeye ilişkin olarak tutum ve davranışları olumsuz değerlendirilen hükümlülerin yeniden değerlendirilmeye tabi tutulma süreleri bir yılı geçemeyecektir.

19) Cezaların İnfazında Bir Duraksama Olması Halinde İnfaz Hakiminin Karar Vermesi

2762 sayılı Kanunun 41. maddesi ile CGTİHK’nın 98. maddesinde yapılan değişiklikle, mahkûmiyet hükmünün yorumunda duraksama olursa veya sonradan yürürlüğe giren kanun hükmünün TCK’nın 7. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirse, hükmü veren mahkemeden bu duraksamanın giderilmesi talep edilecektir. Örneğin, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin duraksamayı gidermek amacıyla kararı veren mahkemeden bir karar verilmesi istenecektir. Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediği hususunda bir tereddüt bulunması durumunda da hüküm mahkemesinden bu konuda bir karar verilmesi istenecektir. Yine, kararın hüküm kısmında yapılan hesap veya yazım hatası sonucu infaz edilecek cezanın miktarı hususundaki tereddüdün giderilmesi, suçun işlendiği tarihin karardan anlaşılamaması veya suç tarihinde tereddüt bulunması, ödeme veya şikayetten vazgeçme gibi nedenlerle hükmün ortadan kaldırılması veya cezanın düşürülmesi gibi hallerde hükmü veren mahkemeden karar istenecektir. Sonradan yürürlüğe giren bir kanun hükmünün, hükümlünün lehine olup olmadığının değerlendirilmesi de hükmü veren mahkemece yapılması gerekmektedir. Çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa ya da cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülürse, infaz hâkimliğinden, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için karar istenir. Çektirilecek cezanın hesabında duraksamaya örnek olarak, süre belgesinde koşullu salıverilme süresinin veya tarihinin yanlış hesaplanması ya da adlî para cezası hapse çevrilirken hangi miktarın esas alınacağı hususunda duraksama olması hâlleri gösterilebilir. Cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceğine örnek olarak, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı aşamasında mahsup, ceza zamanaşımı, hükümlünün ölümü veya artık yıl hesabı gösterilebilir. Bu hususlardaki kararlar da infaz hâkimi tarafından verilebilecektir Yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme veya infaz hâkimliği olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilecektir.

20) İçtima Kararının İnfaz Hakimliğince Verilmesi

2762 sayılı Kanunun 42. maddesi ile CGTİHK’nın 99. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, birden fazla hükümdeki cezaların koşullu salıverilme süresinin belirlenebilmesi bakımından toplanması gerektiğinde toplama (içtima) kararları, infaz hakimliği tarafından verilecektir.

Ayrıca, adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle hapis cezasına çevrilen fakat öncelikli olarak uygulanan kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğünü yerine getirmeyen hükümlünün, bu hapis cezasının da süreli hapis cezalarında olduğu gibi toplama kararına dahil edilmesi sağlanacaktır. Düzenlemeyle infaz sırasında karar verecek merciler arasına infaz hakimi de ekleniyor.

21) İnfaz Hakimliklerinin Yeniden Yapılandırılması

İnfaz Hakimliği Kanunu ve diğer kanunlarla verilen görevleri yerine getirmek amacıyla her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak, belirlenen ilçelerde yeni infaz hakimlikleri kurulacaktır. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla infaz hâkimliği kurulabilecektir. Bu durumda infaz hâkimlikleri numaralandırılacaktır. Müstakilen infaz hâkimliğine atanan hakimler, adli yargı adalet komisyonlarınca başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemeyecektir.

İnfaz hakimliği konusunda yapılan en önemli düzenleme 2762 sayılı Kanunun 4/1. maddesine eklenen beşinci ve altıncı bentle birlikte uzmanlaşması hedeflenen infaz hakimliğinin yetkileri genişletilmektedir. Beşinci bende göre infaz hâkimliğinin görevleri arasına Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikayetleri inceleme görevi eklenmektedir. Bu eklemeyle Böylelikle örneğin, adlî para cezasının infazıyla ilgili olarak Cumhuriyet savcısının vermiş olduğu kararlara karşı yapılan şikayetleri inceleme görevi, infaz hâkimliklerine verilmiş olmaktadır.

Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen 30 gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, infaz hakimliği kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verecek ve bu karar derhal infaz edilecektir. Hükmedilen seçenek tedbirin, hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, infaz hakimliğince tedbir değiştirilecektir.

Fıkraya eklenen altıncı bende göre ise, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin mahsup, ceza zamanaşımı ve hükümlünün ölümü hallerinde verilecek kararlar da dahil olmak üzere hâkim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak ve işleri yapmak görevi de infaz hâkimliklerine verilmektedir. Böylelikle infaz işlem ve faaliyetlerinde uzmanlaşmanın sağlanması ve infaz hâkimliğinin daha fonksiyonel bir yapıya kavuşturulması hedeflenmektedir.

Ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetler ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı, ilgili tutuklu veya hükümlü öğrendiği tarihten itibaren 15 gün, her halde yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde şikayet yoluyla infaz hakimliğine başvurulabilecektir.

İnfaz hakiminin kararlarına ve onayladığı diğer hususlara karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren 7 gün içinde CMK hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilecektir.

2762 sayılı Kanunun 7 maddesinin birinci fıkrasıyla; İnfaz Hâkimliği Kanunu ve TCK ile CGTİHK’da infaz hâkimliğinin kuruluş, görev, yetki ve işleyişine ilişkin yapılan değişikliklerin ve infaz hâkimliğine yeni görevler veren düzenlemelerin, 1/9/2020 tarihinden itibaren uygulanacağı belirtilmektedir. Bu tarihe kadar, yürürlükteki mevcut hükümlerin uygulanmasına devam edilecek, halen görevli mahkemelere yapılabilen şikayet, başvuru ve talepler, bu mahkemelerce değerlendirilerek sonuçlandırılacak ve Kanunun ilgili hükümlerinin 1/9/2020 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine uhdelerinde bulunan bu işler hakkında infaz hâkimliğinin görevine girdiği gerekçesiyle yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilemeyecektir.

Ayrıca 2762 sayılı Kanunun 7 maddesinin ikinci fıkrasına göre, iİnfaz hakimliğinin kuruluş, görev, yetki ve işleyişine ilişkin yapılan değişiklikler nedeniyle olağan veya olağanüstü kanun yolu incelemesinde bozma kararı verilemeyecektir.

22) TCK’da Yer Alan Bir Kısım Suçlara Yönelik Caydırıcı Tedbirlerin Alınması

TCK’da düzenlenen bazı suç tipleri yönünden daha etkin mücadele edilebilmesi amacıyla cezalar caydırıcı boyutlara çekilmiştir. Bu kapsamda;

  • Kanunun 11. maddesiyle, TCK’nın 86. maddesinin üçüncü fıkrasına yeni bir bent eklenerek, suçla etkin mücadele edilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla kasten yaralama suçunun canavarca his saiki ile (örneğin; yüze kezzap atmak suretiyle) işlenmesi, suçun nitelikli halleri arasına alınmaktadır. Ayrıca, aynı fıkraya eklenen hükümle, suçun canavarca his saikiyle işlenmesi halinde birinci veya ikinci fıkraya göre belirlenen temel cezaya uygulanacak artırım miktarının, yarı oranı yerine bir kat olması öngörülmektedir.

  • Kanunun 12. maddesiyle, TCK’nın 87. maddesinin dördüncü fıkrasında değişiklik yapmak suretiyle, 86. maddede yapılan değişiklikle uyum ve ceza adaleti sağlanmaya çalışılmaktadır.

  • Kanunun 13. maddesi ile TCK’nın 220. Maddesinde değişiklik yapılarak, örgüt kurmak, yönetmek ve örgüte üye olmak suçlarıyla daha etkin mücadele etmek amacıyla hapis cezalarının alt ve üst sınırları artırılmaktadır.

  • Kanunun 14 maddesi ile TCK’nın 241. maddesinin birinci fıkrasında değişiklik yapılarak, tefecilik suçuyla daha etkin mücadele etmek amacıyla hapis cezasının üst sınırı ile adlî para cezasının alt sınırı artırılmaktadır. Ayrıca, maddeye eklenen yeni fıkrayla, suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılması hükme bağlanmaktadır.

23) 5607 Sayılı KMK’nın Uygulanmasından Kaynaklanan Bazı Sorunların Düzeltilmesi

  • Kanunun 62 maddesi ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun (KMK) 3. maddesinin yirmiikinci fıkrasına hüküm eklenmektedir. Söz konusu fıkranın mevcut düzenlemesinde, eşyanın değerinin fahiş olması cezanın artırım nedeni olarak kabul edilmesine rağmen, değerin hafif veya pek hafif olması, indirim nedeni olarak öngörülmemektedir. Bu yeni düzenlemeyle ceza adaletine katkı sağlaması amacıyla suça konu eşyanın değerinin hafif veya pek hafif olması halinde cezalardan indirim yapılabilmesine imkan tanınmaktadır.

  • KMK’nın 5. maddesinin ikinci fıkrasında, etkin pişmanlığın yalnızca soruşturma evresinde uygulanabileceği düzenlenmiş, kovuşturma evresi için etkin pişmanlık öngörülmemiştir. Etkin pişmanlık hükümlerinin düzenlendiği maddelerde, genel olarak hem soruşturma hem de kovuşturma evresinde bu hükümlerin uygulanabilmesine imkan tanındığı görülmektedir. 2762 sayılı Kanunun 63 maddesiyle, KMK’da düzenlenen suçlar bakımından kovuşturma evresinde de etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesine imkan sağlanmaktadır. Fıkraya eklenen hüküm uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheliye ihtar edilmesi gerekmektedir. Soruşturma evresinde ihtar yapılmaması halinde ise kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılması gerekmektedir. Cumhuriyet savcısı usulüne uygun olarak ihtar yapmış ise hâkimin yeniden ihtar yapmasına gerek yoktur.
  • Kanunun 64 maddesiyle KMK’ya eklenen geçici 12. maddeyle, teklifle, Kanunun 3. ve 5. maddesinde yapılan değişikliklere ilişkin geçiş hükümleri düzenlenmektedir

24) SONUÇ


TBMM Genel Kurulunda 14/4/2020 tarihinde kabul edilerek yasalaşan 2762 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanununun günceli içeren noktalarına değindik. Covid-19 pandemi etkisi altında yasalaşan infaz kanunu oldukça ayrıntılıdır.


Sözkonusu yasal düzenlemede insani duygulara dair adımlara rastlanmaktadır. Kanun çalışmasından dolayı yaklaşık 90 bin hükümlü serbest kalacaktır. Hakeza tutuklulukların bu kanun perspektifinde değerlendirilmesiyle birçok tutuklu da serbest kalacak, tutuk halindeki yargılama sona erecektir.


Bu durum işlenmiş nice suçun mağduru milyonlar açısından ise hukuk devletine güven kaybı riski doğurabilecektir.