Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği, Av. Umut METİN
Ülkemizde toplumun geniş kesimlerinin menfaatini ilgilendiren olaylardan biri geçmişte yaşanan banka yolsuzlukları olmuştur. Kabaca “bankaların hortumlanması” olarak ifade edilen olaylarda, bankaların yönetimini ve/veya denetimini elinde bulunduran şahıs ve ilgililerin, bankanın tüm ilgililerin menfaatlerini korumaktan ziyade, doğrudan veya dolaylı kendi menfaatlerine yönelik bankayı zarara uğratmaları, bu zararın yükünün ise kendileri dışındaki diğer ilgililere yükledikleri görülmüştür[1]. Bu kişilerin sözkonusu bankalarda yönetim kurulu üyesi olarak görev alıyor olduklarına sıkça rastlanmıştır. Bankaların içi boşaltılırken, çok sayıda yöntem kullanılmıştır. Bu işlemler nedeniyle TMSF’ye yönetimi ve denetimi devir olunan veya iflas yoluyla tasfiyesine gidilen çok sayıda banka olmuş, bu durumun maddi yükü açısından TMSF’nin Devlet hazinesine olan borcu 28.000.000.000-USD’ye ulaşmıştır[2].
Belirtilen tipteki hadiselerde dikkat çeken husus doğrudan veya dolaylı olarak iyi eğitimli, yüksek gelir sahibi, itibarlı, özel sektörde uzun tecrübe sahibi olmuş kişilerin, kişisel çıkarları veya dahil oldukları grubun, grup içindeki birimin çıkarları gereği, mesleklerini menfaat edinme veya edindirme gayesi ile icra eder şekilde hareket etmeleridir[3].
Belirtilen olaylar ve benzerleri, halka açık anonim şirketler açısından objektif ve sağlıklı ve işleyen bir yönetim kuruluna, keza Bağımsız Yönetim Kurulu Üyelerine ihtiyaç doğurmuştur. TTK ve Y.SerPK’da yapılan değişiklikler bu anlamda olumlu sonuçlar doğurabilecek yeterliktedir. TTK’nın kurumsal yönetim ilkelerine sırt çevirmemiş olması, hatta “çelik korse” olarak nitelendirilen TTK m. 340 hükmünde dahi, kurumsal yönetim ilkelerine müsamahakar davranılması gerektiğinin gerekçede dahi olsa belirtilmiş olması olumlu düzenlemelerdir. SPK’nın kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde son sözü söyleyecek duruma gelmesi hukukumuz ve halka açık anonim ortaklıklarda yönetim açısından faydalı olduğu, bağımsız yönetim kurulu üyeliklerinin geçmişte yaşanmış birçok sorunun ortaya çıkmasına engellemek için önemli bir kurum olduğu kanaatindeyiz.
[1] TUNÇDEMİR Erkan, TEMUR Ulaş, Dünya’da ve Türkiye’de Banka Yolsuzluklarına Genel Bir Bakış, Yolsuzluk, ed. Süleyman AYDIN, Turhan Kitapevi, Ankara, 2006, s. 563
[2] TUNÇDEMİR Erkan, TEMUR Ulaş, a.g.e, s. 564 – 569
[3] BEŞE Ertan, Beyaz Yaka Suçları Kavramsal ve Kriminolojik Yaklaşım, Yolsuzluk, ed. Süleyman AYDIN, Turhan Kitapevi, Ankara, 2006, s. 564 – 569
Av. Umut METİN