202004.16
0

AVUKATLARA E-TEBLİGAT YAPILMASI ZORUNLU MUDUR?, Av. Hakan HARMANKAYA

AVUKATLARA E-TEBLİGAT YAPILMASI ZORUNLU MUDUR?

Av. Hakan HARMANKAYA

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrasında; “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.” hükmü bulunmaktadır. Yine aynı maddenin 1/9. fıkrasına göre de; baro levhasına yazılı avukatların bu kapsamda olduğu, 3.fıkrasında; birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılabileceği düzenlemeleri yer almaktadır.

Yüksek mahkeme yakın zamanda verdiği bir kararında “7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrasında; “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.” Yine aynı maddenin 1/9. fıkrasına göre de; baro levhasına yazılı avukatların bu kapsamda olduğu, 3.fıkrasında; birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılabileceği düzenlemeleri yer almaktadır. İlk derece mahkemesince; 28/03/2019 tarihinde borçlu vekilinin yüzüne karşı tefhimden itibaren 10 gün içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildiği, 02/04/2019 tarihinde borçlu vekili tarafından süre tutum dilekçesi sunulduğu, gerekçeli kararın borçlu vekiline posta yolu ile 08/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, gerekçeli istinaf dilekçesinin, posta yolu ile yapılan tebliğe göre 10 günlük süre geçtikten sonra 23/05/2019 tarihinde sunulduğu görülmüştür. Ancak yukarıda yazılı yasal düzenlemelere göre; tebligat yapılan kişinin avukat olduğu nazara alındığında, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a  maddesinin birinci fıkrası tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kılıp posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan borçlu vekilinin gerekçeli istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekir…”  (T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2019/13554 K. 2019/18558 )

Teknolojik gelişimin bir sonucu olarak artık yasal mevzuatımızda meslektaşlarımıza kağıt bir tebligat yerine dijital bir tebligatı yeterli görmüştür. Dijital tebligat sitemi yani bir diğer adı ile elektronik tebligat ile  kağıt tebligatın yaşatmış olduğu sıkıntıları ortadan kaldırmak amaçlanmış ve hukukumuzda sürelerin başlamasının en önemli argümanı olan tebligat usulünün daha kayıtlı ve daha denetimli bir sisteme kavuşması amaçlanmıştır. Meslektaşlarımızın ve yargı mercilerinin en büyük sorunu postacıların tebliğ mazbatalarına yazdıkları yazıların ve vurdukları kaşelerin çoğu zaman okunmaya dahi elverişli olmamasıdır. Lakin elektronik tebligat artık tüm bu karmaşaları ve sorunları ortadan kaldıracaktır.

Belirtmekte yarar vardır ki; teknolojik gelişim tüm bireylerin aynı hızda uyum sağladığı bir süreç değildir. Halen bir çok meslektaşımız elektronik tebligat sistemine dahil olmamıştır. Bu nedenle henüz sisteme dahil olmayan avukatlara e-tebligat yapılması imkanı yoktur. Zaten kanun da aslında bu konuyu açık bir şekilde düzenlemiştir. 7201 sayılı kanunda “elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılabileceği..” açıkça düzenlenmiştir. O halde avukatlara e-tebligat yapılmasının zorunlu unsuru kendisine e-tebligat yapılacak avukatın muhakkak e-tebliğ alabilecek Ulusal Elektronik Tebliğ Sistemi (UETS) kaydının olmasıdır. Bu nedenle teknik olarak UETS adresi olmayan meslektaşlarımıza e-tebligat yapılması mümkün değildir. Bu durumda kanunun düzenlemesine uygun olarak “diğer usullere göre” tebligat yapılabilecektir.

Yüksek mahkemenin kararı incelendiğinde sadece kendisine tebligat yapılan kişinin avukat olması neden ile posta yolu ile yapılan tebligatın “yok hükmünde olduğunun” kabul edilmesi hukuken sağlıklı bir yorum değildir. Tebligat yapılan avukatın UETS adresinin araştırılması ve araştırma sonucunda adres kaydının olmaması halinde elbette posta yolu ile tebligatın yapılması mümkündür. Ayrıca usulsüz tebligatlardaki genel uygulama uyarınca “tebligat usulsüz olsa bile öğrenme (ıttıla) tarihi tebliğ tarihi sayılır” gereği yapılan tebligat ile kararın öğrenildiği ve sürelerin de başladığı kabul edilmelidir. Yüksek mahkemenin tebliğin “yok hükmünde olduğu” yönündeki tespiti kabul edilir ise UETS kaydı olmayan avukatlara hiçbir zaman tebligat yapılma imkanı da olmayacaktır. Bu nedenle Yüksek Mahkeme kararının birçok noktadan hukuken eleştirilebilir olduğunu söylemek mümkündür.